29 Mayıs 2017 Pazartesi

Turgutreis - Kos Kalkıyor...




2014 Yaz Tatilimizin 15 günlük nadide kısmını Turgutreis'te geçirdik,
7 sene önce son gidişimizde şahane bir tatil geçirmiş Bodrum, Yalıkavak, Gündoğan kalabalığından uzak durmanın bize ne kadar önemli olduğunu hatırlatmıştı. Fakat seneler önce gittiğimiz Turgutreisimiz eskisi gibi değildi artık merkezden eve gitmek bile son 2 gün hele kabus olmuştu. D Marin Kahvedünyasından kahve içmek zorlu sıkıntılı ve dertli bir süreçti bizim için. Gündüzleri Akyarlardaki Meteor Beach te vakit geçiriyorduk evin önündeki deniz taşlı olduğu için tercihimizi kum ve sığı sulardan yana kullanıyorduk. İyi ki de öyle yapmışız Efe o kadar mutluydu ki bütün gün kumla oynayıp bir etraftaki çocuklarla oyun oynuyordu.
Ama son günler bayram tatiline yaklaşmaya başlayınca bizim caanım Meteor oldu bir halk plajı, değil yer bulmak denize girmek bile zorlaşmaya başladı bizde tatilimizin son 2 günü Yunan adalarından birinde geçirelim dedik.
Mini  Mini araştırmalarımız sonucunda Turgutreise en yakın ada olan Kos adasını seçtik, Dmarini biraz geçince Turgutreis Gümrük Kapısı var, ordaki görevlilere sorduk içeride bilet alabileceğimiz gişeler olduğunu söylediler. 2 tane firma var biri hızlı 12 dakika da giden katamaranlar diğeri ise bildiğiniz bostancı adalar motoru tadında üstünde püfüt püfür gidebileceğiniz Motorlar.
Sabah 9 ve 9,5 ta kalkıyorlar biz hızlı olanını seçtiğimiz için 9,5 ta kalkış vardı,  hızlıca bizi adaya götürdü bu deniz otobüsü görünümlü burnu hızlandıkça kalkan katamaran, ama iş kosa ayak basmakla bitmiyor maalesef birde efsane kuyruk vardı tabii, kuyruktu pasaport kontrolüydü tamamen kosa ayak basmamız saat 11 i buldu.
İnerken de 5,5 ta burda olmamız konusunda tembihlendik. başka bir dönüş yoktu 5,5 ta burda olmazsak bu geceyi burda geçirmek zorunda kalacaktık. Saatlerimizi ayarlayıp plan yapmaya başlarken baktık işin içinden çıkamıyoruz istediğimiz yerlere gitmek için zamanımız çok az Sabri hemen resimde gördüğünüz bir Rent a Car firmasına girdi adamla 5 dk konuştuktan sonra bizi bir araba gelip aldı asıl araba teslim yerine götürmek için yollara düştük. Arabada detayları öğrendim cabrio bir Micra varmış 45 Euroymuş vs vs derken Safe Wheels diye bir yere geldik hemen tabiki istediğimiz daha doğrusu orda anlaştığımız arabanın olmadığı başka bir araba verebileceklerini söylediler. Zamanla yarıştığımız için hayır diyemedik ve hemen bize gösterdikleri arabada ikna olduk tabi fiyatta değişmişti. Siz siz olun Kos a giderseniz bu firmanın kapısından geçmeyin. Hemen yepyeni kıpkırmızı arabamıza atladığımız gibi başladık turlamaya önce yakından uzağa doğru Tigaki beach de denize girip Zia da yemek yerken efsane ada manzarasına büyülenip sonra da adanın öbür ucunda ki Kefelos plajına gidip hızlıca denize giriğ 5,5 ta motorumuza yetişecektik. Hepsini yapabildik mi? tabiikki hayır :)




Bir de bunları yanımızdaki bezsiz 3 yaşındaki çocukla yapacaktık, oğlanın kaka yapması zaten yarım saat alıyordu hepsini yapamayacağımızı anlamamız uzun sürmemişti o yüzden. Ama bence gayet iyi gittik.





 İlk önce Tigaki plajına gittik, maldiv kumları gibi beyazlığıyla ünlü bu plajda hemen cup diye atlayıp iki kulaçtan sonra mini kurumayla arabaya geri dönüp istikamet Zia dedik. Zia gitmesi uzun ama oturması keyifli bir yer olduğu için zamanımızın çoğunun Efe ninde uyumasıyla orda geçirdik ama iyi de ettik çok güzel manzaralı püfür püfür esen harkulade bir yerdi. Efe arabada uyuya kaldığı için yanımızda pusette olmadığı için onu sandalyeleri birleştirip yatırmak zorunda kaldık. o uyudukça biz keyif yaptık ona da bize de iyi geldi diyebiliriz.  Güzel bir yemeğin arkasından Zia dan inmeye başladık yol hem virajlıydı hem de uzundu. Ağaçlar çiçekler böcekler o kadar çoktu ki yol boyunca hiç sıkılmadık. Saat 3,5 ta Kefelos a doğru yola çıktık yollar bitmemeye başlayınca bir benzinci bulup hemen ne kadar uzaklıkta olduğunu sorduk 45 km yi öğrenince ilk sapaktaki tarihi bir kaleye girip geri dönmeyi tercih ettik. Buraya kadar herşey gayet iyiydi, dönüşte gene arabayı aldığımız yere teslim ettik çok acelemiz olduğunu hemen bizi porta yetiştirmeleri gerektiğini söyledikten sonra adamlar da bizi porta bıraktılar. Porta geldiğimizde saat 5:10 du bir kalabalık vardı ama ben hiç bizim gitmemiz gereken yerin orası olduğunu düşünmediğim için anlam veremedim, iki dakika sonra acı gerçekle karşılaştık orası bizim girmemiz gereken pasaport kuyruğuymuş. oraya yanaşan Cruise gemileri Bodrumdan gelen marmaristen gelen herkesin çıkmadan önce geçtiği yer orasıymış. başladık beklemeye zaman geçti saat 5,5 oldu 6 oldu herkes gerilmeye başladı allahtan yanımızda bizimle aynı motorda gelenler vardı da motor boş gitmez bekler diye düşündük. Yanımızda arkamızda motoru kaçan insanlar başladılar kavga etmeye. yaşlıca amcalar motorlarını kaçırıp bizim motorla dönmek zorunda kaldılar. Biz motora bizdiğimizde saat 18:45 ti. o pasaport kuyruğunu gördükten sonra uzun bir süre yunan adalarına gider miyim? Bence gitmem.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder