29 Mayıs 2017 Pazartesi

Bir Prematüre Hikayesi...

Efe'den sonra hayatımıza bir de minicik adı gibi biDamla bir kız çocuğu girdi,
hamileliğimin 28. haftasından sonra zaten ben erken doğacağını hissetmiştim, bir sıkıntı vardı ilk hamileliğim gibi değildi, sanki her sabah uyandığımda bugün doğum yapıcakmışım gibi hissediyordum kendimi...
Gebeliğimin hikayesini, macera dolu doğum hikayesini ayrı bir postta anlatacağım ama size esas bir tavsiye vermek istedim bu yazımda, kadın doğum doktorunuzu iyi seçin size hitap etsin, anlasın, umursasın...
Benim -herkes sorduğu için anlatayım- dünyanın en iyi doktoru olan Prof. Dr. Lemi İbrahimoğlu'yla kesişmişti yolum ilk hamileliğimde. Ve o kadar sevmiş o kadar güvenmiştim ki hala da grurla söylerim On tane de doğursam gene Lemi bey doğursun isterim. Gerçekten beni anlayan nadide insanlardan biridir o. Benimle ne yollardan geçti, ne maceralar yaşadı, hep anılarımda hep doğum hikayelerimdedir. Hele Efe'de hiç unutmuyorum bir sabah geldi 'Seni rüyamda gördüm dedi' düşünün hasta doktor ilişkisini. O kadar Efeyi kurtarmaya çalıştı ki karnımdayken, Efenin her anı için ne kadar teşekkür etsem ne desem az kalır. Damla da da maceralarımız bitmedi tabi abisi gibi ilk başta olmasa da bu da son anne karnı dönemlerini maceralı atlattı.
Demek istediğim o ki, sizi doğurtacak-normal, sezeryan hiç önemli değil- 9 ay boyunca sizi anlayacak olan doktor o kadar önemli ki: ÇOK İYİ SEÇİN!

Not:  Bu arada yazmaya geri döndüm umarım çocuklardan çok aksamaz birirkmiş çok konum var çünkü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder